Türkiye'de yüksek deprem riski. Yeni ölçümler İstanbul'un deprem rizikosunu arttırdı. Şimdilik şüpheli bir sessizlik hüküm sürüyor.
Kuzey Anadolu Fay hattında ki deprem rizikosu uzun süredir biliniyordu. Şimdi Potsdamer Geoforschungszentrum deprem olasılığını daha da arttırdı. Türkiye'nin en kalabalık şehri için durum iyi görünmüyor.
İstanbul' un tarihi yarım adasından sadece 15 - 20 uzaklıkta 7 veya üstü bir deprem şehri tehdit ediyor. Bu Nature Communications dergisinin internetteki sayfasında okunabiliyor. Bu kadar yakın bir deprem
milyonluk şehre sadece bir kaç saniyelik alarm verme süresi tanıyor.
İki plaka biribirini itiyor.
Depremin ne zaman olacağını bilim adamları önceden tahmin edemiyorlar. Gözlemler şimdi yeni açılan denizin yüzeyinin altından ölçüm yapılabilen gözlem kuyuları ile arttırıldı. Büyük tehlike iki plakanın orada birbirini itmesinden kaynaklanmakta. Bu plakalar Anadolu ve Avrupaasya plakaları. Fay hattı Türkiyenin kuzey sahiline paralel olarak Kuzey Ege'ye kadar uzanıyor. GFZ 'den Marco Bohnhoff'a göre bu hat üzerinde son 100 yılda çok sayıda kuvvetli depremler oldu.
Bu Kuvvetli sallantılar 1939 'da Erzincan 'dan başladı ve batıya doğru devam etti sonuncusu 1999 'da İzmit'te oldu. Halen kırılmayan fay bölgesi İstanbul 'a yakın olan 140 km uzunluğundaki bölge . Bu uzunluğun kırılması 7,4 şiddetine kadar bir depreme neden olabilir.
Şüpheli sessizlik
İstanbul'da ki deprem rizikosu yeni bir şey değil. Yeni olan adalar civarında fay hattında yapılan ölçümlerde kaydedilen çok düşük şiddetli depremler. Fakat bu bölgenin batısında İstanbul'a yakın olan 30 km 'lik kısımda hiç bir depremin olmaması. Bu durum şüphelenmemize neden oluyor. Eğer bu 30 km lik kısımda da sessiz bir şekilde küçük sürtünmeler gerçekleşseydi bu daha iyi bir durum olacaktı. Bu sessizlik iki plaka arasında bir takılmaya işaret ediyor bu gerilimi arttırıyor . Bu gerilimin her hangi bir zamanda boşalabilir. Bu bölge bize göre 1776 yılından beri takılmış durumda . O zaman bu bölgede büyük bir deprem olmuştu.
Yarın veya 30 yıl sonra
Depremler önceden tahmin edilemiyor. Sadece depremin şiddeti , nerede olacağı ve etkileri tahmin edilebilir. Bonhoff'a göre "Yarın veya 30 yıllık içersinde olabilir" . 7 Şiddetinde 30 yıl içersinde olabilecek bir depremin olasılığı %30. Bu çok yüksek bir olasılık.
1999 depreminden sonra inşaat yönetmeliklerinde iyileştirmeler yapıldı ve normlar yükseltildi. Bunu Kaliforniya'da ve Japonya'dakilerle kıyaslayabiliriz. Problem yapıların %90 'ının bu tarihten önce inşa edilmiş olması . Yapılar Tokyo örneğinde görüldüğü gibi depreme dayanıklı hale getirilebilir. Fakat 15 milyonluk bir metropol için çok büyük emek gerektiriyor.
Birleşmiş Milletlerce yapılan bir araştırmaya göre binlerce kişi ölebilir. Bu konu bilinmesine karşın günlük olaylar nedeniyle öteleniyor.
Yeni deniz içinde kuyularda gözlem merkezi.
Şimdiye kadar yaptığımız Adalar civarında yaptığımız ölçümler deniz yüzeyinde yapılan ölçümler idi.2012 den itibaren doğu Marmara'da çevresindeki ölçümleri 300 m derinlikte çok daha hassas sismometreler ile yapmaya başladık. Bu ölçümlerde çok daha küçük depremcikleri ölçebileceğiz. Erken ikaz sistemine uygun bir bölge değil çünkü deprem bölgesi büyük şehrin çok yakınında. Bu erken ikaz sistemini sadece iki ila dört saniye ile sınırlandırıyor. Bu süre zarfında doğalgaz hatları , köprüler kapatılabilir ve kırmızı trafik ışıkları yakılabilir. Bu süre büyük insan topluluklarını ikaz etmek için yeterli değil.
Tsunami olasılığı yok.
En kuvvetli depremde plakalardan bir tanesi diğerine oranla metrelerce batıya kayacak . Deprem dalgaları oluşacak ve bu dalgalar her yöne yayılacak. Bu en kötü durumlarda evleri yıkabilir. Boğaziçin de Tsunami olasılığı yok çünkü orada plakalar yanyana üstüste değil.


