Sinemadan çıkan füze. 1920'li mutlu yıllarda iki gelişmiş ülkede füze yapımı üzerinde çalışılıyordu. Bu iki ülkenin ABD ve Almanya olduğunu söylemek sürpriz olmamalı. Atlantik Okyanusunun her iki tarafındaki gelişmelere farklı engeller çıkıyordu. Amerika'da Robert Goddard yanlız çalışıyordu . Bu çalışmalarda bazen komşuların bahçelerine zarar veriyordu bazen de yazılı basında hakkında alay ediliyordu. Buna karşılık Almanya'da uzay medyanın ilgisini çekiyordu hatta bir çalışmanın ilhamı bir filmden alınmıştı.
Almanlar uzayan yolculuğun ilk izlenimlerini 1929 yılında
Fritz Lang'ın "Uzaydaki Kadın" filmine borçluydular. Bu ülkenin vatandaşları fantastik sinemanın bir filminde dev roketlerin taşıdığı insanların aya nasıl ayak bastıklarını izlediler. Senaryo çok düzgün yazılmıştı. Asıl sürpriz ise film teknik olarak da çok inandırıcıydı. Roketin farklı kademeleri bulunuyordu kademeler sıvı yakıt tükendiğinde atılıyordu. Daha sonra gerçekleşen roketlerin uzaya gidişinde de aynı yöntem kullanıldı.
Bu filmde teknik konular alman fizikçi
Herman Oberth'e danışılmıştı. Hermann Oberth 1929 yılında "
Uzayda yön bulmanın yolu" adlı kitabını çıkarmıştı. Bu kitap sayesinde Fritz Lang'ın hayali filmi uzaya gitme macerasını sayılara , formüllere ve tasarımlara dönüştürüyordu.
Genç soylu
Wernher Von Braun hem filmi izledi hem de kitabı okudu. Kitaptaki matematiksel formülleri tam olarak anlayamamasına karşın bu dünyanın kendi dünyası olduğuna karar verdi. Hayatının kalan günlerini bu uğurda harcadı. Kendi okul ödevlerinin birisinde "
Hiç şüphe yok ki bir gün insan ayda yürüyecek" cümlesini yazdı.
Bu andan sonra arkadaşlarına göre "
Benim roketlerimin uzayı geçerek başka gezegenlere gideceklerinden eminim" dedi.
Her şey Ay'la başladı.
Uzaya gitme hayali kuran başkaları gibi her şey dünyanın mistik ve parlak gezegeni ay ile başladı.
" Her şey Ay'la başladı.
13 yaşında vaftiz edildiğimde anne ve babam bana bir teleskop hediye ettiler. Bu armağana sanki motosiklet almış kadar sevindim. Bu teleskop ile ayı ve yıldızları izlemeye başladım ve o günden sonra astronomiye olan merakım azalmadan devam etti."
Birinci Dünya savaşı sırasında roket deneyleri yapıldı. Bu alan iki Dünya savaşı arasında alman dahilerinin ilgi alanıydı. Von Braun'un ilk denemesinde attığı roket bir bakkal dükkanının camlarını indirmişti. Bir kaç yıl sonra başka gönüllülerle birlikte bir grup kurdu. Bu grubun sağladığı hızlı ilerlemeler alman askeri mercilerinin gözlerinden kaçmadı. Von Braun roketlerin askeri amaçlar için kullanılması taraftarı değildi ve gelişmelerin daha hızlı bir şekilde olmasını sağlayacak askeri desteği de istemiyordu.
Von Braun SS'te
20 yaşındayken arkadaşlarının itirazlarına karşın SS'e katıldı. Alman Silahlı Kuvvetleri Von Braun'un doktora masraflarını karşıladı. Aslında böyle bir desteğe ihtiyacı yoktu çünkü Almanya'nın en eski asil ailelerinden birinin mensubuydu ve babası eski bir bakandı. Araştırmaları için daha fazla kaynak sağlamak isteseydi SS'te ( Hitler'in Koruma Ordusu) daha fazla çalışırdı. Von Braun'un SS'te olması sadece sembolik bir anlam taşıyor. Organizasyonun sokak çatışmalarına ve karar verme gruplarına da katılmadı.
Araştırmaların hızlı ilerlemesi ve
Nasyonal Sosyalist'lerin Almanya'da iktidara el koyması aynı zamana denk geldi. Roket çalışmalarının Hitler'in Üçüncü İmparatorlukta üstünlük sağlaması için gizli tutulması gerekiyordu. En yüksek gizlilik için çalışmalara bir yer bulmak ve oraya taşınmak gerekiyordu. Baltık kıyısında küçük bir ada olan Usedom'u seçti. Von Braun'un babası bu adaya ava giderdi. Adanın kuzeydoğusunda bir kaç yüz insanın yaşadığı Peenemunde'ye taşındı.
Bu gizli yerde sadece 25 yaşında dünyanın en ölümcül silahı A4 üzerinde çalışmaya devam ediyordu. (Sonradan V2 olarak adlandırıldı). Von Braun aslında roketi Fritz Lang'ın filminde izlediği gibi uzaya gitmek için tasarlıyordu.
Hitler tesisleri ziyaret etti , araştırmalara ilgi duyduğunu ve savaşlarda önemli olabileceğini vurguladı. Von Braun yeni roketin 10 yıl sonra hazır olacağını belirterek Hitler'i aldattı. Bu süre Hitler'in bekleyemeyeceği kadar uzundu.
İlk Atışta rekor yükseklik
O zaman roketler yaklaşık 1000 ya da 2000 metre uzaklığa gönderilebiliyordu. A4 Roketinin 300 km uzaklığa ulaşacağı öngörülüyordu. Pratikte silah veya uzaya gitmek için kullanılan roketler aynıdır. Askeriyeye çalışmalarına rağmen Von Braun'un bazı arkadaşları da gözlerini yıldızlara dikmişlerdi. Ekim 1942'de saat 16 da ilk A4 deneysel olarak fırlatıdı. 90 Km uzağa giderek bir rekor kırmıştı. Roketin dış yüzeyinde "Aydaki Kadın" resmi bulunuyordu.
Askeri projenin yöneticisi Walter Dornberger bilim adamına "Ne yaptığımızın farkında mısın ? Bu gün uzay gemisi doğdu." dedi. Hitler genel karargahında roketin fırlatılmasının filmini izledikten sonra Von Braun'ı kucaklamak için yerinden kalktı ve projeye en üst derecede öncelik verdiğini belirtti.
Yerin altında bir üs için çalışmalar başlatıldı. Dağı kazmak için Mittelbau-Dora konsantrasyon kampından 10000 esir gönderildi esirler güneşi görmeden çalışıyorlardı. Üssün yapımını SS yönetiyordu. 3000 Esir şefleri öldürdüğünden veya ölene kadar çalıştırıldıklarından vefat etti.
Von Braun bu tesisleri bir kaç kere ziyaret etti. Bir defasında uzmanların seçimi için gitmişti. 8 Ekim 1944'te Londra V2 roketleri tarafından bombalanmaya başladı yaklaşık 5000 kişi öldü. Roketler sesten hızlı gittiklerinden ölümlerin kaynağı anlaşılamıyordu. Bir ay kadar sonra Birleşik Krallık yetkilileri ölümlerin alman bilim adamlarının geliştirdiği ölümcül roketlerden olduğunu anlamışlardı.
http://www.elmundo.es/elmundo/2013/10/16/ciencia/1381913225.html?a=b7c5a0a5f308f2167031b5d99375fc9e&t=1382107920&numero=