1983 Yılının Eylül ayında Stanislaw Petrow tam bir kabus yaşadı. Sovyetlerin Erken Uyarı Sistemleri Amerikan Füzelerinin fırlatıldığı alarmını vermişti. Bu durum gerçek miydi ? Yoksa yanlış bir alarm mı verilmişti. Rus Albay'ın dakikalar içinde 20 yüzyılın en önemli kararını vermesi gerekiyordu.
Stanislav Petrow bir rus savaş pilotunun oğlu , şimdi emekli ve "dünyayı kurtaran adam " "gökyüzünden her zaman bir sürpriz gelebilir" diyor. Gökyüzü onu aldatmaya çalıştı ama o kanmadı.
1983 Yılında soğuk savaşın en hızlı zamanında. Sovyetler 1975'ten itibaren 400 kadar SS20 tipi (Saber) füzeyi hizmete almışlardı. Takma adı "Avrupayı Korkutma" idi. Modern roketlerin üçte ikisi Batı Avrupa'yı hedefliyordu. Hedefler arasında Londra , Paris ve Bonn gibi başkentler vardı. Her bir roket Nagazaki'ye atılan "Fat Man" roketinden 50 kat güçlüydü.
1983 Yılının ilkbaharında Ulm şehrinin doktorları böyle bir saldırı anında şehirlerinin ne duruma geleceğini öngörmeye çalışıyorlardı. Onlara göre saniyeden daha kısa bir zaman diliminde Ulm üzerinde çapı yüzlerce metre olan ateş topları görülecekti. Şehir merkezi tamamen yok olacak ve Katedral'in olduğu yerde bir krater oluşacaktı. Şehir Merkezinden 4km'ye kadar bütün evler karton evler gibi yıkılacak ve bir tek bomba düştüğünde 123.000 kişi ölecek ve 80.000 kişi ağır yaralanacaktı.
Moskova her an bir saldırı olabileceğini düşünüyordu.
SS20 Tehlikesine karşı batı da silahlanmaya başlamıştı. Avrupa'da Pershing 2 roketleri konuşlandırılıyordu. Washington'da 1981 'den beri Reagan hüküm sürüyordu . Reagan ABD'nin 40. başkanıydı ve " kötülerin imparatorluğunu" SSCB'yi silahlanma ile alt edeceğini düdşünüyordu.
Ortam çok gergindi ve Moskova ABD'nin ilk saldırıyı gerçekleştireceğinden emindi Sovyet lideri Andropov ilk saldırının ABD'den geleceğinden emindi. Sovyet gizli teşkilatı erken uyarı sistemi RJAN'ı başlatmıştı. 1981'den beri KGB ajanları Avrupa başkentlerinde hükümet binaları hakkında bilgi topluyorlardı.
Albay Petrov'un çalıştığı yer hakkında ailesinin bilgisi yoktu. Eşi Raissa ve iki çocuğu soru soramazdı. 25.09.1983 saat 20.00 da albay eşinden ve çocuklarından vedalaşarak işine gitti. Mesaisi saat 20.00 de Moskova'nın güneyindeki Serpuchow'da başlıyordu. Serpuchow haritalarda yer almayan kapalı bir şehirdi. Tüm şehir hava savunma için çalışıyordu. Erken uyarı sistemi "OKO" da buradaydı.
Soğuk Savaşın mantığına göre " Düşman daha önce ölmeliydi"
Petrov albay görünmesine karşın aslında bir mühendisti. Ona göre " O gece nöbette askerlerin yerine kendisinin olması büyük bir şanstı". Bir asker emir talimatlara göre farklı bir emir verebilirdi. Fakat Petrow hislerine de güveniyordu. OKO'nun kullandığı uydular atılan roketleri radarlardan 10 dakika önce görebiliyordu ve bu sürede Sovyet roketleri atılabiliyordu. OKO Karşı tarafın attığı roketleri durduramıyordu. Her şeye rağmen 10 dk önce kendi roketlerini ateşleyebildiği için OKO'nun da caydırıcı bir etkisi vardı.
Amerikalılar ilk erken uyarı sistemlerini hizmete almışlardı Sovyetler kendi erken uyarı sistemlerini devreye almak için çok yoğun çalıştılar. 1972 'den sonra Serpuchow-15 'te OKO antenleri görülmeye başlandı. Petrow başlangıçtan beri görevdeydi. Yazılımları o hazırlıyordu. Yeni sistemlerin kullanma talimatlarını kendisi yazıyordu. Petrow için bu iş hayatının işiydi ve çok mutluydu.İlk haber verildiğinde uzay ile ilgili işte çalışacağından çok mutlu olmuştu.
Sirenler Felaketi Haber Veriyor
26 Eylül günü rüya işi kabus işine dönüştü. Gece yarısından kısa süre önce sirenler çalmaya başladı. 30 metreli ekranda START yazısı görüldü. Sistem ABD üslerinden bir roket atıldığını gösteriyordu. Bu roket 25 dakiki sonra SSCB'de bir yere düşecekti. Bu bilgi uydu casus uydusu " Kosmos 1382" 'den gelmişti.
Serpuchow-15 'te kontrol odasındaki 200 çift kendisine bakıyordu.
O zaman atom savaşının çıkabileceği olasılığı değil mutlaka olacağı düşünülüyordu. Kısa bir süre önce rus ajanlar büyük bir NATO tatbikatının yapılacağı bilgisini ulaştırmışlardı. "Able Archer " adlı tatbikatta atom savaşı da oynanacak ve tatbikat kasım 1983 'te başlayacaktı.
Sinirlerin ne kadar gergin olduğunu eylül 1983'te bir Güney Kore yolcu uçağının düşürülmesi de gösteriyor. Kore Hava Yollarının 007 sefer sayılı uçağı yanlışlıkla SSCB hava sahasına girmiş ve düşürülmüştü. Sonuçta uçakta bulunan 269 kişi öldü.
Bu durum bir yanlış alarm mıydı yoksa ABD üssünden roket atılmış mıydı ?
Petrow sakin kaldı. Oturduğu yerden kalktı herkes kendisini görebilmeliydi. Panik istemiyordu ve çalışanlara oturmalarını ve çalışmalarına devam etmelerini emrini verdi. Aklına denizin çay kaşığı ile boşaltılamayacağı geldi. ABD tek bir roket fırlatmazdı. Öğrendiğine göre böyle bir yok etme savaşında yüzlerce roket atılırdı. "O zaman doğal olarak bundan çok emin değildim.".
Telefon ederek üstlerine "alarmın yanlış bir alarm olduğunu" belirtti. Üstleri anlaşıldığını belirttiler. Ardından Kosmos 1382 2. ve 3. roket atıldığı alarmını verdi. Serpuchow-15'te bulunan bilgisayarlar hatasız çalışıyordu ve hata belirtmiyorlardı. Fakat Petrow bilgisyarlara güvenmiyordu. Bunu " Biz bilgisayarlardan daha akıllıyız çünkü onları biz üretiyoruz" diyerek açıklıyordu.
ABD'de bulunan World Security Institute ( Dünya Güvenlik Enstitüsü ) başkanı Bruce Blair'e göre "O gün Dünyamızın topyekün nükleer savaşa en yakın olduğu gündü".
Bir atom savaşının bilançosu 750 milyon ölü ve 340 milyon yaralı olabilirdi.
Alarm doğru kabul edilip Saldırı olarak Yüksek Sovyet Yönetimine bildirilseydi , kendilerinin bir kaç dakika içinden karar vermeleri gerekecekti ve hastanedeki hasta yatağından Yuri Andropow saldırıya karşılık saldırı emrini verebilirdi.
Der Spiegel'den çevrilmiştir.





















